Hüznün Kuşlarını Canıyla Besleyen Şair: Cemal Süreya/ Ezgi Alkan Tuzcu

Sevda Sözleri’nin kapağından kısık gözleri ve elinden düşürmediği sigarasıyla bana bakıyor Cemal Süreya. Kitabın sayfalarını çevirmeye başlıyorum, Şairin şiirleri nehir gibi akıyor; şehirlerden, kıtalardan geçiyor, göçebe oluyor çoğu zaman. Yolu hep sevdaya ve yalnızlığa çıkıyor.


Cemalettin Seber, sonradan herkesçe bilinen ismiyle Cemal Süreya altı yaşındayken annesi Gülbeyaz Hanım vefat eder:


Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi

-uykusuzluğun sütlü inciri –
kovanlara sızmıyor.

Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.”

diyen şair annesini hiç unutmaz. Edebiyatla olan güçlü bağının en temel nedeninin küçük yaşta annesini kaybetmek olduğunu söyler.

İkinci doğum tarihi olarak Dostoyevskiyle tanıştığı ortaokul yıllarını ifade eder. “Karamazov Kardeşler’“i okuduktan sonra huzurunu kaybettiğini söyler. Erzincan, Bilecik, İstanbul, Ankara…Şehirden şehire hep göç eder:
Biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası

Bir de yine sevgili çocuk
Biliyorsun kişi tutkularıyla
Yalnızlığını adlandırıyor o kadar “


Gurbetin ne demek olduğunu derinden bilir ve şiirinde tarifini şöyle yapar:


gurbet yavrum garba düşmektir gurbet
çiçeklerden gelincik içinde bünyamin sevgisi.”


Maliye müfettişi olarak İstanbul’a göçen şair Baylan Pastanesi’nde Edip Cansever, Turgut Uyar, Sezai Karakoç gibi isimlerle İkinci Yeni hareketinin temellerini atar. Sadece şiir yazmakla yetinmez. Dergi çıkarmak da vazgeçilmez bir tutkudur Süreya için:
Bir dergi gibi benim hayatım. Bu yüzden ölmem, batarım. “ diyen şair Papirüs dergisini çıkarabilmek için arabasını satar. 2000’e Doğru dergisinde yazdığı portreleri “99 Yüz” isimli bir kitap olarak yayımlar. İnsanlara ait her türlü ayrıntıyı incelikli bir şekilde anlattığı kitabıyla portre yazımında çığır açar.


Hep aşık olan şair, beş kez evlenir. Ona göre sevmek çok uzun bir kelimedir ve aşk şiirlerinde elbette baş köşededir:
“Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı,
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu.”

Ezgi ALKAN TUZCU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikte Kopyalama Yasaktır. ©️ Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
  • No products in the cart.
Sohbeti aç
Canlı Destek