Meclisin Güçlü Kalemleri: Şair ve Yazar Milletvekilleri I/ Vildan Kınalı

Yaşadığımız dönemde edebiyatçıların bilhassa siyasetten uzak durmaya çalıştıklarına şahitlik ediyoruz. Oysa, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış günlerinde ve kurulan yeni sistemde edebiyatçılar siyasete de öncülük etmişler. O dönemde “Aydın” denildiğinde akla gelen ilk isimler şair ve yazar kimliklerinin yanına milletvekilliğini de ekleyerek çok yönlülükte bir basamak daha atlamışlar.

Özellikle 1940’lı yıllara bakıldığında mecliste edebiyatçılar ordusu olduğu görüyoruz. Vildan Kınalı çoğunu yakından tanıdığımız bu isimleri netyazı için araştırdı…

Bir devrin kapanışına şahitlik eden şair ve yazar sınıfı “vatan” kavramını dizelere, satırlara dökmenin yanı sıra, sahalara da inerek hizmet anlayışlarını fiili olarak gerçekleştirmişlerdir. Gelin bu isimleri yakından tanıyalım, bilgilerimizi katlayalım…

Hocaların Hocası Şairlerin Babası: Yahya Kemal Beyatlı

Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Yahya Kemal, aynı yıllarda monarşi karşıtlığıyla II. Abdulhamit’e yönelik eleştirilerde bulundu. Jön Türklere özenerek, bu grubun bir nevi hareket merkezi olan Fransa’ya gitti. Gidiş amacı siyasi olan ünlü şairimiz orada sanatsal faaliyetlere yöneldi. Jean Moreas, Baudelaire, Verlaine gibi ünlü şairlerin eserlerini inceleyerek, Arapça ve Farsça kelimelerden vazgeçmeden musiki havası olan eserler ortaya koydu. 1912’de Türkiye’ye döndü. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Darü’l Fünun’da öğretim görevlisi olarak çalıştı. Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde başyazarlık yaptı.

İkilemlerinden Doğan Duayen: Ahmet Hamdi Tanpınar

Adından en fazla söz ettiren yazarlarımızdan olan Tanpınar’ın da dönemlik bir meclis serüveni olmuştur. 1943-1946 yılları arasında Maraş milletvekilliği yapan Tanpınar, sonraki dönem aday gösterilmemiştir. Hayatı boyunca iç hesaplaşmaları devam eden yazar, mecliste aradığını bulamamış, o zamanki bakış açısıyla meclisi “tekke”ye benzetmiştir. Mecliste bulunduğu dönemde bu hesaplaşmalardan olsa gerek, siyasi anlamda herhangi bir icraatı olmamıştır. Vekillik görevi sona erdikten sonra akademik hayata geri dönmüş, Son Çağ Türk Edebiyatı Profesörlüğü görevini ölene kadar sürdürmüştür.

Çehov’un İzindeki Türk: Memduh Şevket Esendal

Genç yaşta İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne giren Memduh Şevket, İstanbul’un işgali üzerine arkadaşlarıyla İtalya’ya gitti. Geri döndükten sonra Milli Mücadele’ye iştirak etti. Bazı fikirlerinden ötürü CHP iktidarıyla ters düştüğünden zaman zaman elçilik göreviyle yurt dışına gönderildi. Bakü, Tahran, Kabil elçiliklerinde bulundu. Bakü görevi esnasında Çehov’u tanıdıktan sonra kaleme aldığı eserlerde Çehov’dan izler görüldü. Sonrasında Elazığ ve Bilecik milletvekilliği yaptı. Memduh Şevket 1942-1945 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi genel sekreterliği görevinde bulundu.

Edebiyat Araştırmalarının Duayeni: Agah Sırrı Levent

Liseler için Edebiyat Tarihi Dersleri, Maarif ve Milli Terbiyemiz, Eserler ve Şahsiyetler, Halk Kürsüsünden Akisler, Divan Edebiyatı-Kelimeler ve Mefhumlar gibi daha pek çok esere imza atan Agah Sırrı Levent öğretmenliğin ardından Aydın milletvekili olarak mecliste bulundu. Sonrasında parti müfettişliği görevini yerine getirdi. 1947’de Gazi Eğitim Enstitüsü görevine getirilen Agah Sırrı Levent 1949’da emekliye ayrıldı.

Adını Kudüs’ten Alan Şair: Ahmet Kutsi Tecer

Kudüs’te dünyaya gelen Tecer, ismini de buradan almıştır. Eğitim hayatında farklı dallarda kısa süreli eğitimler aldı ve en son Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Edebiyat öğretmenliğinden sonra Sivas Maarif Müdürlüğü ardından da Yüksek Öğrenim Genel Müdürlüğü yaptı. Sivas’ta bulunduğu yıllarda sanat, hayatına yön verdi. Bu şehirde halk kültürü ve aşıklık geleneğini keşfetti, Sivas Deliktaş köyünden Aşık Ruhsati’nin şiirlerinden etkilenmiştir. Ahmet Kutsi Tecer, soy ismi de Aşık Ruhsati’nin bir şiirinde geçen Tecer dağından esinlenerek almıştır. Halk Şairlerini Koruma Derneği’ni kurarak halk sanatçılarının yurt dışında da tanınmasına yönelik çalışmalar yapmıştır. Ahmet Kutsi Tecer Adana ve Urfa milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.

Uludağ’ın İsim Babası: Osman Şevki Uludağ

Coğrafya Encümeni Üyesi iken, Milli Müdafaa Vekaleti adına Cumhuriyet tarihindeki ilk tırmanışı Keşiş Dağına gerçekleştirdi ve dağın heybetinden çok etkilenerek “ne ulu dağ” dedi. Daha sonraları Erkan-ı Harbiyye-i Umumiye’ye verdiği raporda dağın adının “Uludağ” olarak değiştirilmesini önerdi. Soyadı kanununda da kendisine Uludağ soyadı verildi. Tıp alanında hizmetler verdiği esnada Konya milletvekili oldu. Sanatın çeşitli dallarıyla ilgilendi. Mecliste bulunduğu yıllarda Türk musikisini savunan konuşmalarıyla tanındı.Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile  İstiklal Marşı ve Onuncu Yıl Marşı’nın bestelerinin  milli olma özelliğinin bulunmadığına dair tartışmalara girdi. Osmanlı Tabâbeti Tarihi, Uludağ Tapınakları, Keşişleri ve Dervişleri, Çocuklar Gençler, Filmler başlıca eserleridir

Eğitime Adını Yazdıran Reformist: Hasan Ali Yücel

1935’te İzmir milletvekili olarak meclise giren Hasan Ali Yücel eğitimde köklü devrimler gerçekleştirdi. Köy Enstitülerini kurdu. Ticaret ve meslek liselerinin kurulmasına öncülük etti. İslam Ansiklopedisi gibi bilinen bazı ansiklopedilerin yazılması onun vekilliği sırasında gerçekleşti. 1956’da İş Bankası Kültür Yayınları’nın yönetimiyle görevlendirilen Hasan Ali Yücel deneme, eğitim ve edebiyat tarihi alanlarında yazılar yazdı. Divan-ı Ali adında şiirlerinin bulunduğu yayınlanmamış eseri onun aynı zamanda bir divan şairi olduğunu göstermektedir. Pazartesi Konuşmaları, İçten ve Dıştan, Dönen Ses, Sizin İçin, eserlerinden bazılarıdır.

Tarihçilerin Reisi: İsmail Hakkı Uzunçarşılı

Osmanlı Tarihi, Karesi Vilayeti Tarihçesi ve Karesi Meşahiri Edip ve Şairler, Rical-i Devlet Faslı, Mithat Paşa ve Taif Mahkumları, Anadolu Beylikleri  ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri gibi pek çok tarihi esere imza atan İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 1926’da başladığı Balıkesir milletvekilliği görevini yirmi üç yıl aralıksız sürdürdü. Görev yaptığı Kastamonu, Balıkesir, Kütahya, Sivas şehirleriyle ilgili araştırmalarının yer aldığı Anadolu Kitabeleri’ni iki büyük cilt halinde yayınladı. Uzunçarşılı, 1933 üniversite reformundan sonra da “Ordinaryüs Profesör” olarak Edebiyat Fakültesi’nde Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri ve Kanuni devrine kadar Osmanlı Devleti tarihi derslerini okutmayı sürdürdü. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi açılınca iki hafta İstanbul’da, iki hafta Ankara’da ders veren “Reis-ül müverrihin” İstanbul’da ders saatleri dışında Başbakanlık Arşivi’nde çalıştı.

Dilerseniz yazının ikinci bölümüne bakabilirsiniz.

1 Comment

  1. […] Meclisin Güçlü Kalemleri: Şair ve Yazar Milletvekilleri 1/ Vildan Kınalı Tags: Ali Kami Akyüz, Atasözü ve Deyimler Sözlüğü Deyince: Ömer Asım Aksoy, Çevirmenliğin Öncülerinden : Ali Kami Akyüz, Çok Yönlü, Falih Rıfkı Atay, Gezi ve Hatırat Türünün Öncüsü: Falih Rıfkı Atay, Güzel Sanatlarda Etkin: Suut Kemal Yetkin, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Köprülüler Soyundan Bir Derya: M. Fuat Köprülü, M. Fuat Köprülü, Meclisin Güçlü Kalemleri: Şair ve Yazar Milletvekilleri II, Milletvekili Yazar ve Şairler, Ömer Asım Aksoy, Sürgünden Meclise Muhalif Bir Kalem: Hüseyin Cahit Yalçın, Suut Kemal Yetkin, Vildan KınalıPaylaş: […]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikte Kopyalama Yasaktır. ©️ Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
  • No products in the cart.
Sohbeti aç
Canlı Destek