Ağıt Yüklü Bir Dev: YAŞAR KEMAL/ Ezgi Alkan Tuzcu

6 Ekim 1923 Yaşar Kemal’in doğum günü. Edebiyatımızın güçlü kalemlerinden Yaşar Kemal’in hayatını okuyarak eserlerinde ne yaşadıysa yazdığını, yazarken gürül gürül bir nehir gibi aktığını görmekteyiz.

Dünyanın sayılı yazarları arasında kabul edilen Yaşar Kemal Amerika’da pek çok önemli edebiyatçının katıldığı bir konferansa davet edilir ve bir gazeteci, yazara şu soruyu yöneltir: “Siz ömrünüz boyunca Çukurova’yı mı yazacaksınız?” Usta yazarın cevabı manidardır: “Çukurovasını yazmayan hiçbir yazar yoktur. Saymamı ister misiniz? Tolstoy, Dostoyevski, Balzac, Dickens, Stendhal, Kafka, Joyce… Bunların hepsi kendi Çukurovasını yazmıştır.”

Yaşar Kemal kitaplarında sadece Çukurova’yı değil dünyanın herhangi bir insan coğrafyasında olup bitenleri büyülü bir gerçekliğin içinden geçerek okuruz. Doğu’nun eski masalları, efsaneleri insanlığın değişmez gerçeği olarak seriliverir önümüze. Çarpıcı benzetmelerle ve betimlemelerle yüklü Yaşar Kemal yolunda yürürken kendi trajedisiyle yazarak baş etmeye çalışan bir insanla karşılarız.

Sağ gözünü kaybettiğinde dört yaşındadır. Halasının kocası kurban keserken elindeki bıçak kayar ve Kemal’in kaşının arasına gelir. O günden beri gözlük kullanan Yaşar Kemal’in babası camide namaz kılarken oğlu gibi koruyup kolladığı biri tarafından çocuğunun gözleri önünde öldürülür. Çocuk Yaşar bu olaya tanık olduğunda henüz beş yaşındadır ve dili tutulur, on iki yaşına dek konuşamaz.

Ağıtlarla dolu bir evde yaşamanın ne demek olduğunu erken yaşta öğrenen Yaşar Kemal belki de bu yüzden gençliği boyunca Anadolu’yu gezerek halktan ağıt toplar. Öğrenim yaşamını imkansızlıklardan dolayı ancak ortaokula kadar sürdürebilen yazar küçük yaştan itibaren hem çalışır hem de okur. Okurken bir yandan da çırçır fabrikasında işçi olarak çalışan yazar son sınıfta ortaokulu terk etmek zorunda kalır fakat ne bulursa okumaktan hiç vazgeçmez. Ezberinde sayısız türkü, şiir, destan olan yoksul bir köylü çocuğudur. İstanbul’a gittiğinde İlyada destanını ezbere bilir fakat parasızlıktan üç ay boyunca Gülhane Parkı’nda yatıp kalkmak zorunda kalır.

İlk eserini, ki kendisi yazdıkları içinde en iyilerden birisi olarak kabul eder, “Pis Hikâye” yi askerdeyken yazar. Askerden sonra Adana’dan Ankara’ya gider. Abidin Dino’nun yanında modern edebiyatla tanışır. Çocukluğundan itibaren ırgat, işçi, bekçi, traktör şoförü olarak çalışan Yaşar Kemal İstanbul’a gittiğinde havagazı memuru olarak şehrin sokaklarını yürüyerek dolaşır. Bu alışkanlığını ömrü boyunca bırakmaz ve eşi Tilda’yla da her hafta sonunu şehri yürüyerek geçirirler. İstanbul’da bir yandan da Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başlar ve ünlü röportajları yayımlanır. Yazımı yıllar sürecek “İnce Memed” serisinin ilkini da bu dönem yazar. Türk Edebiyatının zirve kitaplarından İnce Memed hem yazarın hem de edebiyatımızın dünya çapında tanınmasını sağlar.

“Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyorsa, ezmişse, halkı kim sömürüyor, sömürmüşse, feodalite mi burjuvazi mi? Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa, ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim.” diyerek sanat anlayışını dile getiren yazar hayattan sanat yaparak pek çok eser üretmeyi başarmıştır.

Bu kadar acı çekeceğimi bilseydim ve içim yazar olmamayı götürseydi ben yazar olmazdım diyerek kendini ifade eden Yaşar Kemal için yazmak özlediğini, düşündüğünü, duyduğunu mecburen söze dökmektir. Gürül gürül akan bir nehir gibi yazar ve yaşar. Yazma mecburiyetimi yenebilsem traktör şoförü olmaya devam etmeyi çok isterdim diyen yazar mutluluğu şöyle tarif eder: “Toprağı yazın gece sürerdik. Çukurova yıldız yıldız olurdu. Şafağa karşı sefer yelleri esmeye başlar, Amanos Dağı’nın üstünde ışıklar belirir, adam sevincinden uçmaya başlar. Bir de toprak kokusu başlar tam o saatte. Yani insan yaşamın tadını bulur mutluluk denilen nesneyi ben ilk ve son oralarda tattım.”

Ezgi ALKAN TUZCU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikte Kopyalama Yasaktır. ©️ Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
  • No products in the cart.
Sohbeti aç
Canlı Destek