Kâinatın Kalplerinden Biri: KÂTİP ÇELEBİ/ Duygu Ünal

“Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur.” sözüne en büyük hizmeti eden Türk yazarıdır Kâtip Çelebi. Hep daha fazlasını bilmeye çalışmış ve “Benim bildiklerimi bütün âlem bilsin.” diye ömrünü yazmaya adamıştır

Katip Çelebi’nin bilme ve bildirme sevgisi, dünya sevgisinin önüne geçmiştir. Öyle ki zengin bir akrabasından kalan mirasının neredeyse tamamıyla kitap almıştır. Ortaya çıkaracağı her eserden önce konuyla ilgili kitapların çoğunu okumuş, incelemiştir. Kâtip Çelebi sadece okuduklarını değil, yaşadıklarından gördüklerinden çıkardığı dersleri de hususiyetle eserlerine işlemiştir. Yaşadığı dönem itibariyle birçok sefer ve kuşatmada bulunmuştur. İçinde bulunduğu bu savaş zamanlarını profesyonel bir şekilde gözlemleyip seferleri bütün yönleriyle kaleme almıştır. Böylece kitaplarını dönemin siyaset adamlarına da örnek olacak şekilde donatmıştır. Önceleri bilek gücüyle destek olduğu devletinin çabasını daha sonra kalem gücüyle gelecek nesillere aktarmayı amaç edinmiştir.  

Araştırmalarının ve ilminin çokluğu, dilimize bilim tarihi ve siyasetle ilgili kelimeler kazandırmasını sağlamıştır. Bunlardan bazıları: demokrasi, monarşi, akademi, anayasa, centilmendir.   Eserleriyle Türk tarihine bu konuda günümüze kadar ışık tutmayı başarmıştır. Hatta bir ara tarih ve seferlerle ilgili bilgisinden dolayı harita yapımı görevinde dahi bulunmuştur. “Cihannümâ” isimli tarihi ve siyasi eserinde üzerinde çalıştığı bu haritaya yer vermiştir.

Çiçek yetiştiriciliğine büyük ilgisi olan Kâtip Çelebi, daha önce görülmemiş farklı türlerde ve renklerde çiçek büyütme denemeleri yapmış ve bunda başarılı olmuştur. Katmer ve salkımlı mavi sümbüller yetiştirdiğini bazen kendisini de yazdığı eserlerinden öğrenmekteyiz. Bu kadar çok eser vermesi ve özellikle bibliyografya alanında da çalışmalara önem vermesi sayesinde onunla alakalı yeterli bilgiye ulaşılabilmektedir.

Kâtip Çelebi’nin bu kadar yoğun okumalar sonucu damıttığı asıl bilgi  elbette ki asıl olanın Allah’ı tanımak olduğudur .Bunun yolunun gerçek tarikat salihlerinden olmak ve ehl-i nazar ve istidlâl olmaktan geçtiğini söylemiştir. Bu açının sapkınlığa çevrilmesinin olumsuzluğuna ayrıca değinmiş ve insanların aklını kullanarak batıl inançlara kendisini kaptırmaması gerektiğini de savunmuştur.

Hem devrinin kaynakları hem de kendi biyografik eserlerinden okumaya ne kadar düşkün olduğu görülen Kâtip Çelebi, en çok tarihi eserlerle meşhur olmuştur. Bu yönü onun büyük tarihçiler için ana kaynak haline gelmesini sağlamıştır. Tarih ve coğrafya konusuna asıl önem vermesi gerekenlerin devlet adamlarının olduğunu savunmuştur. Tarihi yazıya dökerken tarafsız olması gerekildiğini savunan Kâtip Çelebi, bu konudaki bilginliğini, Cihannüma isimli eseri hem Arapça hem Türkçe yazarak ortaya koymuştur. Ayrıca siyasi alanda büyük yol gösterici olan “Fezleke” isimli yapıtı birçok padişah için başucu kitabı olmuştur.

Kâtip Çelebi bilgiye çok önem vermiş ve bilginin en ufağını bile küçük düşürmemek gerektiğini savunmuştur. En önemlisi de her türlü bilgiye talip olmuştur. Bu hastalığını araştırmak için tıp bilgisine, astronomiyi öğrenmek için yıldız ilmine, anatomiyi öğrenmek için biyoloji ilmine talip olmasını dahi sağlamıştır. İlim sahibi olan âlimleri kâinatın kalbi olarak görmüştür. Bilgi sahibi olan ise her zaman değerli olmalıdır diye düşünmüştür. Osmanlı Devleti’nde Batı kaynaklarına başvuran ilk kişi Kâtip Çelebi olmuştur. Aristo’ ya kadar birçok düşünürün kitaplarının çevirisini yapıp Türkçe’ ye  önemli kaynaklar kazandırmıştır. Faydalandığı eserlerin eksiklerini dile getirmekten çekinmemiştir. Kâtip Çelebi sahip olduğu ilim ve kültürle yalnızca Türk dünyasında değil Batı dünyasında da büyük öneme sahip olmuştur.  Ortaya koyduğu eserleri İslam ansiklopedisi düşüncesine büyük hizmet etmiştir. Yaşadığı dönemde, Osmanlı Devleti’ni sıkıntıya sokan meseleler üzerinde çalışıp bazı çözümler getirmek için yön göstermeye çalışmıştır. Düşüncelerinin başında, yaşadığı dönemi dikkate alıp onun önemini kavramak gelir. İşte bu yüzden hakkında yazı yazdığı her konuyu ciddiyetle ele alıp onu büyük sorular karşısında bir cevap haline getirmiştir. İlk tahsili sırasında astronomi ve hikemî bilgilerin önemli kısmını öğrenen Kâtip Çelebi, Osmanlı dünyasındaki bu konulara dair olan eksiklikleri fark etmiştir ve o yönde çalışmalara büyük derecede önem vermiştir.

Her zaman ciddiyete önem veren ve ilim yoluna hayatını adayan Kâtip Çelebi’ nin kaleme aldığı eserleri tarihe ve günümüze ışık tutan ansiklopedik bilgiler topluluğu olarak yaşamını sürdürmüştür.

Eserlerini ortaya çıkarırken en çok etkisinde kaldığı ve bilgilerinden yararlandığı âlim İbn-i Haldun olarak bilinir. Osmanlı ulemalarından birçoğuyla ilgili de araştırmalar, bibliyografiler ortaya koymuştur. Gerek devlet yönetiminde gerekse ilim yolunda din ve hayatın iç içe ve sağlıklı olması gerektiği fikrine son haddine kadar hizmet etmiştir ve bu düşüncesini sonraki nesillere aktarmak için eserlerinde sıklıkla dillendirmiştir.

Belli başlı eserleri: Fezleketü’t-tevârih, Fezleke, Cihannümâ, Keşfüzzunûn, Takvimü’t-tevârîh, Kanunnâme, Düsturü’l- amel, Mizanü’l-hak. Hayatına sığdırdığı ilmin çokluğu sadece bu eserlere sığmamıştır. Ayrıca birçok şerh, tefsir ve özet eserleri de bulunmaktadır.

Duygu ÜNAL

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikte Kopyalama Yasaktır. ©️ Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
  • No products in the cart.
Sohbeti aç
Canlı Destek