“Yahya Kemal’in en güzel eseri Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.” demişti Doç. Dr Mehmet Samsakçı bir seminerinde. Tanpınar öyle bir eserdir ki kıymeti Türk halkı nazarında her geçen gün artmış nihayetinde 2000’li yıllara gelindiğinde hak ettiği değeri bulmuştur.
Vefatının 59. yılında Tanpınar’ı anmak, zamana meydan okuyan eserlerinden Saatleri Ayarlama Enstitüsü hakkındaki keyifli çalışmaları okurlarımızla paylaşmak istedik.
TANPINAR’IN ÇOCUKLUĞU
23 Haziran 1901 yılında Şehzadebaşı’nda doğan Ahmet Hamdi Tanpınar, üç çocuklu bir ailenin en küçük çocuğudur. Çocukluğu, kadı olan babasının görev yaptığı Ergani, Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya‘da geçer. Annesini Kerkük’ten yaptıkları bir yolculuk sırasında 1915’te tifüsten kaybeder. Lise öğrenimini Antalya‘da tamamladıktan sonra yüksek öğrenim için 1918’de İstanbul’a gider.
Halkalı Ziraat Mektebinde bir yıl yatılı olarak okuduktan sonra lise öğrencisiyken şiirlerinden tanıdığı Yahya Kemal Beyatlı‘nın etkisiyle 1919 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girer. Burada başta Yahya Kemal olmak üzere Mehmed Fuad Köprülü, Cenab Şahabeddin, Ömer Ferit Kam, Babanzâde Ahmed Naim gibi hocaların derslerine devam eder. 1923 yılında Şeyhî‘nin “Hüsrev ü Şirin” başlıklı mesnevîsi üzerine yazdığı lisans teziyle edebiyat fakültesinden mezun olur.
ÇALIŞMA HAYATI
1923’te Erzurum Lisesinde edebiyat öğretmenliğine başlayan Tanpınar 1926’da Konya Lisesinde, 1927’de Ankara Lisesinde, 1930’da Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde ve 1932’de İstanbul’daki Kadıköy Lisesinde öğretmenlik yapar. Bu yıllarda gezdiği şehirler ilerde yazacağı Beş Şehir kitabının ilk nüvelerini oluşturur. 1926’da Millî Mecmua‘da yayımlanan “Ölü” şiirinden sonra 1927 ve 1928 yıllarında (“Leylâ” şiiri hariç) hepsi Hayat dergisinde olmak üzere toplam yedi şiir yayımlanır. İlk yazısı ise 20 Aralık 1928’de yine Hayat dergisinde çıkar
Bir edebiyatçı için çok yönlülük ne demektir Tanpınar’ın yaşamı bunun ispatı gibidir. Deneme, şiir, çeviri eserler, makaleler, hikaye ve romanlarla edebiyatın neredeyse her alanında eser verir. Hayatı yalnız edebiyat çevresinde geçmez, öğretmenlik ve memuriyet yapar, milletvekilliği ve müfettişlik görevlerinde bulunur nihayetinde akademisyen olur.
“Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmaz akışında”
Dizeleriyle kendi varlığını anlatırken eserlerinin de kaderini anlattığının farkında mıdır bilinmez. Aynı zamanda Tanpınar; doğduğu tarih itibariyle hem Birinci Dünya Savaşını hem Balkan Savaşlarını tecrübe eden, bir ülkenin kaderinin kökten değişimine şahit olan bir mütefekkirdir. Şahit oldukları ile Darü’l Fünun’da hocası Yahya Kemal’den dinledikleri onun ruhunun derinliklerinde yankı bulur, ses ve söz olarak kağıtlarda yer bulur.
Türkçe’nin dil zenginliği onda adeta bir kandil gibi ışıldar. Yüksek dil zevki, sanatta üslup ve incelik de yine Tanpınar okurlarının kavuşacağı hasletlerden sadece bir kaçıdır.
1953 yılına gelindiğinde Edebiyat Fakültesi Tanpınar’ı altı aylığına Avrupa’ya gönderir. 1959 yılına tekrar Avrupa Ülkelerini gezip görme imkanı bulur. Sağlığa gittikçe bozulan Tanpınar 24 0cak 1962 günü geçirdiği kalp krizi sebebiyle hayatını kaybeder.
ESERLERİ
İlk şiiri 1926 yılında yayınlanan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirleri hocası Yahya Kemal’in çıkardığı Dergâh‘ta 1921-1923 arasında 11 şiiri olarak yayınlandı. Vefâtına yakın zamanda yaptığı bir seçimle “Şiirler” adıyla basılan kitabına otuz yedi şiirini aldı. Bu eser, Tanpınar’ın ilk ve tek şiir kitabıdır. Bu esere alınmasını uygun bulduğu şiirlerin hepsi hece vezniyledir. Vefâtından sonra İnci Enginün tarafından bir araya getirilen ve “Bütün Şiirleri” başlıklı antolojide 74 şiir bulunmaktadır.
İlk romanı Mahur Beste 1944’te Ülkü dergisinde tefrika edildi. Tanpınar’ın önemli çalışması Beş Şehir, 1946’da kitaplaştı. Huzur romanı 1948’de Cumhuriyet‘te tefrika edildikten sonra büyük değişikliklerle kitap haline getirilip 1949’da yayımlandı. Aynı yıl Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel‘in ısmarladığı XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinin 600 sayfalık ilk cildini yayımladı. İki cilt olarak tasarladığı bu eserin ikinci cildi yarım kalmıştır. Sahnenin Dışındakiler adlı romanı 1950’de Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edildi.
1954 yılında Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanının Yeni İstanbul gazetesinde tefrikası yapıldı; 1955 yılında ise ikinci hikâye kitabı olan Yaz Yağmuru yayımlandı. 1957 ve 1958 yıllarında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazılarına ağırlık verdi.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Euripides‘ten “Alkestis” (Ankara 1943), “Elektra” (Ankara 1943) ve “Medeia” (Ankara 1943), Henry Lechat‘tan da “Yunan Heykeli” (İstanbul 1945) tercümeleri de bulunmaktadır.
Tanpınar’ın eserlerinin bir kısmı onun vefatından sonra yayınlanmıştır.
Roman
- Huzur (1949)
- Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962)
- Sahnenin Dışındakiler (1973)
- Mahur Beste (1975)
- Aydaki Kadın (1987)
- Suat’ın Mektubu (2018, haz. Handan İnci)
Deneme
- Beş Şehir (1946)
- Yahya Kemal (1962)
- Edebiyat Üzerine Makaleler (1969) (ölümünden sonra derlenmiştir)
- Yaşadığım Gibi (1970) (ölümünden sonra derlenmiştir)
Hikâye
- Abdullah Efendinin Rüyaları (1943)
- Yaz Yağmuru (1955)
- Hikâyeler (yazarın ölümünden sonra derlenmiş olan bu kitap, iki kitabındaki hiikâyelerin yanı sıra daha önce kitaplaşmamış hikâyeleri de içermektedir)
Şiir
- Şiirler (1961)
İnceleme
- XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1949, 1966, 1967)
- Tevfik Fikret (1937)
DÜNDEN BUGÜNE SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
İlk baskısını yaptığı 1962’den günümüze kadar dilimizde ve farklı dillerde çeşitli yayın evlerinin bastığı SAE’nün kitap kapaklarını ve hakkında söylenenleri sizler için derledik.
1 Comment