İvan Turgenyev aşkı tarif ederken “İlk aşkın devrimden farkı yoktur, hayat hiç değişmeden sürüp giderken insan ansızın allak bullak olur.” diyor. Şüphesiz aşka dair her söz kıymetli ama yazar ve şairlerin gözünden aşk tarifleri de dikkat çekici, üzerine düşünülesi…
Elif Kılcan yazarların aşka bakışını netyazı için araştırdı. İyi okumalar dileriz…
Amerikalı yazar ve şair Bukowski aşkı güneş doğmadan önce görülen sise benzetiyor.
Deneme üstadı Montaigne’in aşk tarifi de denemelerinden geri kalmıyor. Genç yazarlar için ilham verici bir aşk tarifi bırakıyoruz.
Platonik aşkın isim babası, ünlü filozof Platon’dan ilginç bir aşk tanımı: “Aşk ciddi bir akıl hastalığıdır” diyor filozof, siz ne dersiniz?
İğneleyici üslubuyla tanınan Oscar Wilde için aşk karşılıklı bir yanlış anlamadan ibaret.
Hayatı pek çok zorluk ve sıkıntıyla geçmiş bir yazar Dostoyevski. Onun aşk tanımı da çektiği ızdıraplardan haber verir nitelikte.
Değeri kendinden sonraki çağda idrak edilen yazarımız Ahmet Hamdi, aşkın acı verici taraflarına dikkat çekiyor. Aşk size bir zevk veriyorsa onu mutlaka geri alacaktır, hazırlıklı olun.
20. yüzyılın en popüler yazarlarından biri Haruki Murakami’dir. Eserleri sayısız ödül almış yazar için aşk kişinin eksik parçalarını aramasından başka bir şey değildir.
Yüzyıllık Yalnızlık, Kolera Günlerinde Aşk, Kırmızı Pazartesi gibi eserlerin yazarı Marquez’in aşk tarifi diğer yazarlardan daha farklı. Okuyalım.
Tolstoy’un aşk tarifi onu sevenleri bile kızdıracak cinsten. Ünlü yazarın neden böyle düşündüğü ise merak konusu.
Hemingway, bir savaş romanı olan Çanlar Kimin İçin Çalıyor adlı eserinde bile aşktan bahseder. Ama onun aşktan anladığı mutsuz bir son olabilir.