Anne babaların en büyük problemlerinden biri kardeşler arasındaki kıskançlıktır. Çoğu ebeveyn aileye katılan yeni bebek sonrasında oluşan kıskançlık için uzman desteği almak zorunda hisseder.
Peki gerçekten kardeş kıskançlığı çözümü zor bir mesele midir yoksa bir kaç basit tüyo bizlere yardımcı olabilir mi? Klinik Psikolog Mehmet Teber’in tavsiyeleri sizleri de rahatlatabilir.
Kıskançlık birçok ailede sorun olarak görülür. Ailelerin pedagog ve psikologlara en çok sordukları sorular arasında yine kıskançlıktan kaynaklanan sorunlar vardır. Kardeşler arası kıskançlık bazen o kadar ileri gider ki, neredeyse düşmanlığa dönüşür. Her duygu gibi kıskançlıkta doğal bir duygudur. Bu duygunun aşırısı zarardır. Kıskançlık, karşı tarafa fiziksel, sözel ve duygusal zarar vermeye dönüşmedikçe normal olarak karşılanabilir. Kardeşler arasındaki kıskançlık duygusu doğum öncesinden itibaren yapılan küçük uygulamalarla kontrol altına alınabilir.
Öncelikle bilmemiz gerekir ki, yeni gelen kardeş büyük kardeşin dünyasında sarsıntılara yol açar. Büyük kardeş, kendisi gibi bir çocukları varken anne babanın neden yeni çocuk istediğini anlamaz. Kendini suçlamaya başlar. “Annem-babam beni istemiyor artık, o yüzden yeni kardeş geldi” diye düşünmeye başlar. Aslında kıskançlık yerine küçük çocuklarda asıl baskın olan duygu annenin sevgisini kaybetme korkusudur. Artık pek de sevilmeyeceğini düşünen çocuk, sevgisini elinden alan kardeşine karşı,
olumsuz tutumlar sergileyebilir.
Şimdi adım adım, büyük kardeşin kıskançlıkla karışık korku duygusunu nasıl kontrol altına alacağımızı görelim.
*Doğum öncesinde büyük kardeşle birlikte anne karnındaki kardeşle sohbet etmek büyük çocuğun kardeşi benimsemesini sağlar. “Kardeşin gelecek, sana abi/abla diyecek, beraber oynayacaksınız, sen onun elinden tutup bakkala götüreceksin.” gibi cümleler büyük kardeşin küçüğü istemesini sağlar. Kendine bir oyun arkadaşı geleceğini düşünen çocuk rahatlar.
*Hastaneden küçük kardeşle dönerken, büyüğe bir hediye alıp “Bak bunu kardeşinle birlikte sana aldık. Onun sana hediyesi.” sözleri ile ona vermek, kardeş hakkındaki ilk duyguların olumlu olmasına vesile olur.
*Eve gelen yakınlarımıza, küçüğe değil de büyük kardeşe hediye almalarını söyleyebiliriz. Bizim kültürümüzde sürekli yeni kardeşe hediyeler alınır ve ilk kıskançlık tohumu burada ekilir. Şaka olarak kurulan “Artık annen seni sevmeyecek, senin pabucun dama atıldı.” gibi cümleler büyük kardeşi daha da korkutur. Bu nedenle eve gelenlerin büyüğe hediyeler getirmesi, ilgiyi büyük olana verip “Sen demek artık abi/abla oldun. Aferin sana. Ne kadar da güzel” gibi cümlelerle büyüğü tebrik etmesi, kardeş sahibi olmanın özel bir duygu olduğunu büyük kardeşe hissettirir. Eve gelenler, büyük için hediye getirmemişse, kendimiz daha önceden hazırladığımız küçük hediyeleri misafirlere verip, büyük kardeşe vermelerini söyleyebiliriz.
*Büyük kardeş, yeni kardeşin gelmesi ile birlikte onunla oyun oynamak ister. Çünkü daha eve gelmeden kendisine kardeşi ile oynayacağı söylenmiştir. Ancak bir de bakar ki, kardeşi ile oyun oynamak mümkün değil. Bu durumda bir hayal kırıklığı yaşar. Bunu önlemek ve kardeş ile olan ilişkileri güçlendirmek için, kardeşi kucağımıza alıp, büyükle oyun oynamak güzel olur. Bu durumda anne ya da baba, kardeş adına konuşup hareket edebilir. Mesela, küçük kardeşi kucağınıza alarak büyüğün peşinden koşup onu yakalamaya çalışabilirsiniz. Yine bu şekilde saklambaç oynayabilirsiniz.
* Kardeşler büyüdükten sonra, ailecek yapılan etkinlikler kardeşler arasındaki bağlılığı arttırır. Bir oyunda anne-baba bir tarafta kardeşler diğer tarafta olabilir. Bu şekilde evde ailecek oynanan oyunlar aile bağını güçlendirir.
* Anne ya da baba küçük kardeşi kucağına aldığında, büyük kardeş te kucağa gelmek ister. İlgiyi kendine çekmeyi arzu eder. Kıskançlığın dozajı artar. Anne-baba küçük kardeşi kucağına aldığında büyük kardeşten konu açarlarsa, ilgi büyükte olur ve kıskançlık pek oluşmaz. Küçük kardeş kucakta iken “Biliyor musun abin/ablan bugün okula
gitti. Okulda oyun oynamışlar” gibi konu açmak büyük kardeşi rahatlatır.
* Bazı anne-babalar aşırı koruyucu davranır. Büyük kardeşin, küçüğe dokunmasını, sarılmasını ona zarar verebilir korkusu ile engellemeye kalkar. Bu durum kıskançlığın artmasına neden olur. Büyük kardeşin, yardımımızla kardeşini kucağına almasına, taşımasına, sevmesine izin vermemiz çok önemlidir. Bu süreçte küçük biraz eğilip-bükülebilir, bu çok sorun olmaz.
* Kardeşin bakımı ile ilgili küçük işleri büyüğe vermek, bazen bir iki kaşık yemek yedirmesini sağlamak, giyinmesine yardım etmek kardeşin benimsenmesini kolaylaştırır. Abilik/ablalık duygusunu güçlendirir. Ancak bu yardım zorla yaptırılmamalıdır.
* Yeni kardeş geldiğinde, anne doğal olarak küçükle ilgilenir. Onun bakımı, emzirilmesi uzun zaman alır ve bu durumda anne büyük olan kardeşe eskisi kadar zaman ayıramaz. Anneyi, onun sevgisini kaybetme korkusu büyük kardeşi hırçınlaştırır. Doğumu takip eden haftalarda baba planını yapıp, akşamları evde geçirmeli ve büyük
kardeşle eskisinden daha fazla ilgilenmelidir. Annenin boşluğunu, baba doldurmalıdır.
* Kardeşleri birbiri ile kıyaslamak, “Bak kardeşin tabağını bitirdi, ödevini yaptı.” gibi kıyaslayıcı cümleler kurmak kardeşler arasındaki kıskançlığı arttırır. Bu nedenle kardeşleri birbiri ile kıyaslamaktan kaçınmak gerekir.
Özetle, kıskançlık doğal bir duygudur. Karşı tarafa ciddi zarar (fiziksel, duygusal, sözel) vermeye dönüşmedikçe sorun değildir. Kardeşlerin arasındaki aşırı kıskançlık, yapılacak basit uygulamalarla kontrol altına alınabilir. Bu uygulamaları yapmış olmanıza rağmen, bir kardeş diğerine sürekli zarar veriyorsa, bebeksi davranışlar geliştirmeye başladıysa ve uzun süredir devam ediyorsa, kardeşine düşman gibi davranıyorsa, bu durum küçük olanı çok olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan yardım almak faydalı olur.
Bu yazı Haber7 web sitesinden alınmıştır. Tamamını okumak için linke tıklayabilirsiniz.
https://www.haber7.com/yazarlar/mehmet-teber/858000-kiskancligi-onleme-kilavuzu