Hayao Miyazaki ve 10 Harika Eseri/ Rana Tunceroğlu

Miyazaki, eserleriyle birçok insanı anime ile tanıştırmış ve kısa sürede vazgeçilmez bir yönetmen olmuştur. Pek çok çizerin, düşlerde koşmak isteyen küçük ve büyük insanın kalbinde yerini almış, bir kere izleyenin unutamayacağı bir hayal dünyasının vazgeçilmez ustası olmuştur.

Eserlerinin bazısında insanın doğaya açtığı savaşı konu edinmiş, doğaya karşı üstünlüğün bir kayıp olduğuna işaret etmiştir. Her eserinde izleyiciye muhakkak nasihat niteliğinde bir ince mesaj bırakmıştır. Peki tam olarak kimdir Hayao Miyazaki?

Rana Tunceroğlu, Miyazaki’nin fantastik dünyasını araştırdı, Netyazı için yazdı…

ANİMENİN USTASI MİYAZAKİ

Hayao Miyazaki 5 Ocak 1941’de Tokyo’da dünyaya gelmiş ve dört erkek kardeşin ikincisi olmuştur. Annesi omurilik veremi hastalığı ile uzun zaman boyunca yatmıştır.

Toyotama Lisesi’ndeki üçüncü senesinde, izlediği dünyanın ilk uzun metrajlı animasyon filmi olan Hakujaden’den etkilenerek o dakikada çizgi roman çizeri olmaya karar verdi. 1962’de gittiği Gakushuin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra Toei Animasyon Şirketi’nde animatörlüğe başladı. Daha sonraları ise çok sayıdaki manga adlı çizgi roman eserlerine imzasını attı.  

Japonya’da olağanüstü ilgi gören Miyazaki, 2002 yılında Berlin Film Festivali’nde ‘’Ruhların Kaçışı’’ adlı filmi ile Oscar Ödülü alınca Batı’da da ünü artmaya başladı. 

RUHLARIN KAÇIŞI – SPIRITED AWAY

Küçük Chihiro ailesi ile birlikte bir kasabaya taşınır ve yolda gördükleri bir tünele girerek büyülü bir dünya ile karşılaşır ancak yolunda gitmeyen bir  şeyler vardır. Chihiro babasını kurtarmak için korku dolu bir maceranın içine atılır ve bizleri de peşinden sürükler. İzleyiciyi derin manalar barındıran duraklara uğratan film, Miyazaki’nin usta eserlerinden biridir. 

Gerçekten olan bir şey asla unutulmaz. Hatırlamıyor olsan bile.

GÖKTEKİ KALE – CASTLE IN THE SKY

Gelecekte geçen macerada Laputa adlı gök şehri ile karşılaşıyoruz. Sheeta ve Pazu ile beraber maceradan maceraya koştuğumuz bu filmde, izleyen herkes filmin bir köşesinde kendini buluyor. Jenerik müziğinden, büyüleyici dünyasına ve daha birçok ayrıntıya kadar özenle icra edilmiş film.

“Ne kadar çok silah, ne kadar gelişmiş teknoloji olursa olsun, dünya sevgisiz yaşayamaz.”

KIRMIZI KANATLAR – POCO ROSSO

1920′lerin Adriyatik Deniz’inde sadece bir tek pilot göklerin hakimidir: Porco Rosso, büyülü
güçler tarafından domuza çevirilmiş yetenekli pilot. Porco, uçakları gökyüzündeki diğer çete uçaklarından koruduğu yalnız bir hayat sürmektedir. Hayatını kendine ait bir adada yaşayarak ve otel sahibi güzel arkadaşı Gina’yı ziyaret ederek geçirmektedir. Ancak bir gün Porco’yu ve uçağını vurarak kendi ününü yaratmak isteyen bir pilot adaya gelir. Bunun üzerine Porco genç mühendis arkadaşından uçağını bu büyük savaşa hazır hale getirmesini ister ve macera başlar.

– Kendime geldiğimde, suyun üzerinde yapayalnız uçuyordum.
Tanrı sana “henüz değil” demiş.
– Bana sanki, “yalnız başına sonsuza dek uçmaya devam et” demiş gibi geldi.
Hayır, Porco! Sen iyi birisin!
– İyi olanlar, ölüp gidenlerdi.

KOMŞUM TOTORO – MY NEIGHBOR TOTORO

Anneleri hastalığı nedeniyle tedavi gören iki kız kardeş Satsuki ve Mei, babaları ile birlikte
yeni bir kırsal yere taşınırlar ve evlerinde onlarla beraber başka yaratıkların da olduğunu fark
ederler. Bu şirin hikayede kız kardeşlerin yalnızlıkları Totoro ile tanıştıktan sonra olağanüstü
bir maceraya dönüşüyor. Aile sıcaklığını, komşuluğu ve kardeş sevgisini yakından izlemek
isteyenler için kaçırılmaz bir film.

“İnsanlar ve ağaçlar, bir zamanlar arkadaştılar…”

KÜÇÜK CADI KİKİ – KIKI’S DELIVERY SERVICE

Kiki 13 yaşındadır, artık cadı olmaya kendini hazır hissetmektedir. Annesinden cadılığı devralacaktır ancak önce kendisini ispat etmek zorundadır. Sınavı ise kendi seçeceği bir kasabada kendi başına yaşamaktır! Kendisi için seçtiği küçük sahil kasabasında zaman zaman ilhamını yitirecek ve yalnız kalacaktır. Oysa sevgili izleyeci, yalnızlıklar yeni bir maceranın başlangıcıdır. Eğer siz de ilhamınızı bazen kaybediyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız bu filmin büyülü dünyasına kesinlikle girmelisiniz.

“Hepimiz kendi ilhamımızı bulmalıyız ama bu kolay değildir.”

KÜÇÜK DENİZKIZI PONYO – PONYO

Küçük ve sevimli bir Japon balığı olan Ponyo’nun en büyük hayali insan olmaktır. Bu umutsuz hayali onu maceradan maceraya sürükleyecektir. Ponyo, bu esnada beş yaşındaki bir oğlan çocuğu ile arkadaşlık etme fırsatı yakalar. Bu arkadaşlık küçük şirin balığın en büyük hayaline ulaşmasına yardımcı olacaktır.

Çevre ve deniz kirlenmesine de dikkat çeken bu sevimli film, çocuksu hikayesiyle nahif
kitleleri derinden etkilemeyi başarıyor.

“Balık da olsa, insan da olsa veya ikisinin arası bir şey de olsa fark etmez; ben Ponyo’yu
seviyorum.”

PRENSES MONONOKE – PRINCESS MONONOKE

Hayao Miyazaki’nin insanların doğaya açtığı savaşı konu alan eserlerinden biri Prenses
Mononoke’dir. Baş kahraman Ashitaka bir gün ormanda giderken ‘’Orman Tanrısı’’nın
herkese zarar vererek ilerlediğini görür ve insanlara zarar vermesini durdurmaya çalışırken o
da lanetlenir. Tek yardımcı olabilecek olan ‘’Ormanın Ruhu’’nu bulması gerekmektedir.
İnsanın doğa ile doğanın ise insan ile savaştığı bu mücadelede Ashitaka, herkesin zarar
gördüğünü gözlemleyecektir.

“- Moro, neden insanlar ve orman birlikte yaşamıyor? Neden bu savaşı durduramıyoruz?
– insanlar son savaş için toplanıyorlar. Silahlarındaki ateş hepimizi yakacak.”

RÜZGARLI VADİ – NAUSICAA OF THE VALLEY OF THE WIND

Rüzgarı dinmeyen bir vadinin umudu ve merhameti yüksek bir prensesi vardır: Nausicaa.
Prenses Nausicaa, dünyanın başına gelen yıkıcı savaştan sonra zehirli gazların doğal yaşam yerlerini bitirmesi üzerine halkıyla beraber son kalan temiz yerde yaşamaktadır. Canlı olan tüm varlıklarla iletişim kurabiliyor ve dünyayı tekrar eski güzelliğine kavuşturmak için umudunu hep diri tutuyordur. Rüzgarlı Vadi’de tekrar insanın doğaya açtığı savaşı ve kazanın kaybettiğini göreceksiniz.

Ah, ellerime bak. Kral Jihl’in hastalığının aynısı. 6 ay içinde ellerim taş gibi sertleşecek. Ama prensesimiz bu yıpranmış ellerimi sevdiğini söyledi. Bu ellere baktığında çok çalışkan birini gördüğünü söylüyor.

YÜRÜYEN ŞATO – HOWL’S MOVING CASTLE

Oldukça sıradan bir genç kız olan Sophie bir gece yaşlı ve kötü kalpli bir cadı tarafından yaşlı bir kadına dönüştürülür. Bu nedenle büyük bir umutsuzluğa kapılır ve tanınmayacak haliyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalır. Yolda gördüğü bir şatoya sığınır oysa şato Howl adındaki bir büyücüye aittir. Howl da Sophie ile aynı kaderi yaşıyordur ve aynı amaç etrafında bir araya geleceklerdir. Şatonun dışında başlayan savaş sebebiyle hem kendi ülkelerini savunmak hem de üzerlerindeki büyüyü kaldırmak zorundadırlar. Büyülü bir şato ile izleyiciyi olağanüstü dünyalara sürükleyen bu film, her detayı ile ince ince düşünülmüş ve kalplerdeki yerini çoktan almıştır.

“Kalp ne ağır bir yüktür…”

RÜZGAR YÜKSELİYOR – THE WIND RISES

Hayao Miyazaki biyografi türünde olan bu eseri ile sinemaya veda etmiştir. Eser,
çocukluğundan itibaren uçaklara ilgisi olan Jiro’nun hikayesini ele alıyor. Jiro, görme
bozukluğu sebebiyle pilot olamaz ancak hayalini tasarımcı olarak gerçekleştirir. Başarısı ve
azmiyle tüm çalışanları ve patronları etkileyen Jiro tasarımlarında özgür bırakılır. II. Dünya
Savaşı’yla beraber hayatında birçok şey değişecek ve gerçek aşka adım adım ilerleyecektir.

‘’İlginç, sanırsın rüyada değiliz de, bu dünya rüyanın ta kendisi.’’

Hayao Miyazaki şüphesiz anime alanında en başarılı isimlerden biridir. Onun büyülü dünyası yediden yetmişe herkesi içine çekmekte ve izleyenlerin her birinin kendilerinden
bir parça bulmalarını sağlamaktadır. Derlediğimiz bu animeler onun ustalık eserleri ve
Studio Ghibli’nin vazgeçilemez parçalarındandır. Yanı sıra oğlu Goro Miyazaki de babasının
yolunu izlemiş ve Studio Ghibli’de animelerine yer verilmiştir. Goro’nun animelerine de
göz atmanızı tavsiye eder, iyi seyirler dileriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikte Kopyalama Yasaktır. ©️ Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
  • No products in the cart.
Sohbeti aç
Canlı Destek