Victor Hugo ve Tuhaf Yaşamı/ Rana Tunceroğlu

Geçmişten bugüne bir çok kitap yazılmış ve okurlarında derin izler bırakmıştır. Ne var ki zihnimize farklı dünyaların kapılarını açan bu eserlerin yazarları hakkında, eser hakkında bildiklerimiz kadar çok şey bilmeyiz. Oysa pek çok unutulmaz eserin yazarı da tıpkı eserleri gibi unutulmaz hayatlar yaşamıştır.

Victor Hugo da tıpkı akıllarda derin izler bırakmış Sefiller eseri gibi unutulmaz bir hayat sürmüş, tuhaf takıntılarla dolu bir ömür geçirmiştir.

Gelin hep beraber Victor Hugo’nun tuhaf yaşamına bir yolculuğa çıkalım. Rana Tunceroğlu netyazı okurları için yazdı…

Victor Marie Hugo, 26 Şubat 1802’de Fransa – Basençon ‘da, Joseph Leopold Sigisbert Hugo ve Sophie Trebuchet çiftinin üçüncü oğlu olarak dünyaya gelmiştir; Abel Joseph Hugo ve Eugene Hugo adında iki ağabeyi vardır. Hugo’nun çocukluğu siyasi karmaşanın içinde geçmişti. Babası subay olduğu sürece aile sık sık yer değiştirmiş ve bu yolculukları sırasında pek çok güzel manzaraya da şahit olmuştu.

Henüz genç yaşındayken aşık olmuş ve annesinin istememesine rağmen çocukluk arkadaşı Adele Foucher ile nişanlanmış ve evlenmek içinse annesinin ölümünü beklemiştir. Böylece 1822’de, annesinin ölümünden 1 yıl sonra evlenmiştir.

Hugo, ilk romanını evliliğinden bir yıl sonra yayımlamıştır ve tam da bu konuda Hugo’nun tuhaf bir alışkanlığı vardır. Hugo yazı yazarken, ilham gelmediği takdirde tüm kıyafetlerini çıkarıp hizmetlisine verir ve yanında yalnızca kalem ve kağıt ile kendini bir odaya kapatırdı. Ayrıca dikkati dağılmasın veya da dışarı çıkmasın diye Salı günü hariç tüm kıyafetlerini bir dolaba toplayıp kilitlerdi. Yani birçok dev eserin ve 17 yılda tamamladığı Sefiller eserinin bu büyük ilham ve süreç ile yazılmış olması muhtemel diyebiliriz.

Victor Hugo à Hauteville House. Photographie d’Edmond Bacot, 1862. Paris, maison de Victor Hugo.

Ayrıca Victor Hugo yaşlılıktan korkan ve kendi bakımına çok özen gösteren, kendini beğenen bir kişilikti. Her sabah dinç ve diri kalabilmek için buz gibi su ile duş alır, sesinin daha gür çıkması içinse çiğ yumurta içerdi. Her gün berbere gider, bakımını yaptırırdı.

Victor Hugo’nun evliliğinden 5 çocuğu dünyaya geldi ancak ilk çocuğu Lepold doğduktan kısa bir süre sonra öldü. Daha sonra en büyük ve en sevdiği kızı Lepoldine 19 yaşında henüz yeni evliyken Seine nehrine düşerek boğulmuş, damadı da kurtarmak için peşinden suya atlamış ve ölmüştür.

En sevdiği kızının ölümüyle yıkılan Hugo, 1842 yılından 1852 yılına dek eser vermemiş ve sessizliğe gömülmüştür. Fransız Devrimi ve Louis Napoleon’un 1851’deki zaferinden sonra Victor Hugo kendini Fransa’nın düşmanı ilan etmiş ve gönüllü olarak sürgüne gitmiş, karısı Adele Foucher’in 1868’de vefat etmesi üzerine düzenlenen cenazeye de bu sürgün sebebiyle katılamamıştır. 1870’de sürgününden Fransa’ya dönmüştür.  

Kısa zaman sonra felç geçiren Victor Hugo’nun diğer kızı Adele de akıl hastanesine kapatılmış, çok uzun bir süre orada tedavi görmüş ve The Story of Adele adlı filme de ilham kaynağı olmuştur. Diğer 2 çocuğu da bu süre içerisinde ölmüştür. Hayatının birçok aşamasında sevdiklerinin ölümüne şahit olan Hugo, siyaseti bırakmamıştır. Yazarlığına ve siyasetçi yönüne şahit olduğumuz Romantizm akımının en tanınmış yazarı Hugo aynı zamanda yetenekli bir çizer ve resmi bir azizdir de.   

Çok yönlü bir kişiliğe sahip ve kendine düşkün olan Victor Hugo 80. yaşının devasa kutlamalarını da yapmış ve 22 Mayıs 1885’te 83 yaşındayken zatürreden ölmüştür.

Hugo ölmeden önce arkasında son sözleri olarak yayınlanacak beş cümle bırakmıştır;

« Je donne cinquante mille francs aux pauvres. Je veux être enterré dans leur corbillard. Je refuse l’oraison de toutes les Eglises. Je demande une prière à toutes les âmes. Je crois en Dieu. »

(Fakirlere 50.000 frank bırakıyorum. Mezarlığa onlara mahsus cenaze aracı ile nakledilmek istiyorum. Hiçbir kilisenin benim için ayin yapmasını istemiyorum. Bütün ruhlardan benim için dua etmelerini rica ediyorum. Tanrı’ya inanıyorum.)

1 Comment

  1. Emeğinize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş. Kitaplarını okuduğum ve beğendiğim bir yazardı yaşamının böylesi ızdıraplı geçmesine şaşırdım ama her şeye rağmen kendini sevip, değer vermesi de paha biçilmez!

Rümeysa yıldız için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerikte Kopyalama Yasaktır. ©️ Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
  • No products in the cart.
Sohbeti aç
Canlı Destek